Karaman, Yılmar Plaza, Söğüt Sk. No:170 Kat. 4 Daire. 33, 16130 Nilüfer/Bursa

Pts - Cts 09:30 - 20:00

İsim Değiştirme Davaları

İsim Değiştirme Davaları Neden Açılır?

İsim değiştirme davaları uygulamda genellikle, bir kişinin doğumundan itibaren verilen ismini değiştirme talebinde bulunmasıyla açılır. Kişiler bu tür davaları açmadan önce, davayı açmak istemesinin sebebi olarak birbirinden farklı birçok neden sıralamaktır. Kanunda bu nedenlerin tamamına yer verilmesi mümkün değildir. Fakat kanunun sıraladığı şartlar bir tarafa, aslında her davanın ve her durumun kendi özel koşulları bulunmaktadır.

Aşağıda, uygulamada karşılaşılan isim değiştirme davalarının, açılma nedenlerinden bazı örnekler vereceğiz;

Örneğin isim değiştirme davası, bir kadının evlilik sonrasında, evlilik öncesindeki soy isimini kullanmaya devam etmesi talebiyle açılabilir. Bu davanın kabulü için farklı nedenlerin bir arada bulunması gerekmektedir.

Veya isim değiştirme davası, bir kişinin doğum sırasında ailesi tarafından kendisine verilen ismiyle ilgili bir sorunu olduğunu düşündüğünde veya bu ismi benimsemek istemediğinde açılabilir. Veya bu ismin dalga geçilecek kadar gülünç veya komik olması sebebiyle bu dava açılabilir.

Yine başka bir örnek vermemiz gerekirse, isim değiştirme davası, bir kişinin kimliğini belirleyen bir kültürel veya dinsel değerleri varsa ve bu değerlerle örtüşmeyen bir isimle anılmak istemediğinde açılabilir.

Bu örnekler, isim değiştirme davalarının açılma nedenlerinin sadece birkaçıdır. Yukarıda belirttiğimiz üzere, her bir davanın kendi özel koşulları olabilir ve bu nedenlerden herhangi biri, bir kişinin isim değiştirme davası açma gerekçelerinden olabilmektedir.

İsim Değiştirme Davalarının Kabulüne Karar Verilmesi İçin Aranan Haklı Sebep Kavramı

İsim değiştirme davası açılırken dikkat edilmesi gereken en önemli husus, davanın kabulü için aranan haklı sebep kavramıdır. Bu kavramın çok iyi anlaşılması gerekir. Uygulamada kavramın tam olarak anlaşılmaması veya hataya düşülmesi sebebiyle reddedilen bir çok isim değiştirme davası mevcuttur.

Türkiye’de isim değiştirme davaları, Medeni Kanun’un 27. Maddesi’ne göre haklı sebeplere dayanarak açılmalıdır. Söz konusu bu haklı sebep kavramı isim değiştirme davalarının kabulü için aranan yegane şarttır. Bir kişinin haklı bir sebebi yoksa, açtığı isim değiştirme davası, kişinin isminin değişmesini çok istemesine rağmen kabul edilmeyecektir.

İlgili Yazımız :   Nafaka Verilemeyecek Haller

Hangi durumların haklı sebep olarak kabul edileceği, her bir davada özel koşullara göre hakim tarafından belirlenir. Yukarıda belirttiğimiz üzere, davanın kabulü için aranan haklı sebeplerin hangileri olduğu kanunda tek tek sıralanmamıştır. Bu konuda hakime bir takdir yetkisi verilmiştir.

Davanın kabulüne karar verilmesi için aranan haklı sebeplere örnek olarak, adın gülünç veya ahlaka aykırı bir anlam taşıması, adın telaffuzunun zor olması, aynı ismin aynı aileden fazla kişi tarafından kullanılması nedeniyle karışıklık yaratması, din ve uyruk değiştirme, kişinin başka bir ad ile tanınması, adın kişinin ilerlemesine veya ticari faaliyetlerine engel olması, aileden birisinin ağır bir suç işlemesi veya aynı adla tanınan birinin ağır bir suç işlemesi ve bu adın söylenmesi halinde ağır suç işleyen bu kişinin direkt olarak akla gelmesi, yasak öz ad veya soyadların kullanılması gibi durumlar sayılabilir.

Değiştirilen isim, nüfus siciline kaydedilerek ilan edilir ve bu duruma rağmen kişinin kişisel durumu değişmez. Hakimler, bu konuda takdir yetkisini kullanırken hukuka ve hakkaniyete uygun bir şekilde karar vermeyi hedefler.

İsim Değiştirme Davaları Hangi Mahkemede Açılır?

Türkiye’de, isim değiştirme davaları sadece ilgili kişi veya özel yetkili vekaletname verdiği avukat tarafından açılabilir. Bu kısımda dikkat edilecek husus, başka bir dava için bir avukata vekaletname verilmesi halinde, avukatın bu vekaletname ile isim değiştirme davası açamayacağı hususudur. İsim değiştirme davaları özel davalardır. Bu sebeple bu davaların açılabilmesi için avukatın bu davalar ile ilgili olarak özellikle yetkilendirilmesi gerekir.

Yaşı küçük olan kişiler için ise, isim değiştirme davaları, velayet hakkına sahip veliler veya vekaletname verecekleri avukat tarafından açılabilir. Bu hususta da yukarıda belirttiğimiz gibi avukatın vekaletnamesinde özel yetki bulunması gerekmektedir.

İlgili Yazımız :   Almanya’da Boşanan Türkiye’de Nasıl Boşanır? - Yurt Dışından Olan Boşanma Kararı Türkiye’de Nasıl Geçerli Olur?

İsim değiştirme davalarında görevli mahkeme ise Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Uygulamada hataya düşen bir çok kişi, bu davaların aile mahkemelerinde açmaya çalışmaktadır. Bu sebeple isim değiştirme davalarında görevli mahkeme konusuna dikkat edilmesi gerekmektedir.

Yetkili mahkeme ise davacının ikametgahının bulunduğu yerdeki mahkemedir. Bu kısımda da özellikle yapılan hata, kişinin davayı kendi ikametgahının bulunduğu yerde değil çalıştığı yerde açması örnek olarak gösterilebilir.

Uygulamada karşılaşılan yetki ve görev konusunda yapılan hatalara ilişkin örnekler, verdiğimiz örnekler ile sınırlı kalmamaktadır. Bu sebeple, hataya düşülerek davanın esas incelemesi yapılmadan usulden red kararı alınabileceği, bu halde kişinin hem maddi hem de süre olarak zarara uğrayabileceğini hatırlatmakta fayda görmekteyiz. Bu sebeple bu davaların, isim değiştirme davalarına bakan avukatlar eşliğinde açılmasında büyük fayda vardır.

Son olarak, isim değiştirme davalarında Nüfus Müdürlüğü davalı taraf olarak gösterilir ve Nüfus Müdürlüğü tarafından görevlendirilmiş bir memur duruşmalara taraf olarak katılır. Bu kısımda da belirtmekte fayda görmekteyiz ki, isim değiştirme davası açılırken, davalı olarak Nüfus Müdürlüğünün gösterilmemesi sebebiyle davanın usulden reddedilmesi mümkündür.

İsim Değiştirme Davalarının Kabulüne Karar Verilmesi İçin Hangi Deliler Kullanılabilir?

İsim değiştirme davaları açılırken özel bir evrak gerekmemektedir. Herhangi bir evrak veya delil sunulmaması sebebiyle açılan isim değiştirme davaları usulden reddedilmemektedir. Bu sebeple uygulamda açılan isim değiştirme davaları çoğunlukla nüfus kayıtları üzerinden yürütülür.

Ancak, isim değişikliği ve özellikle soyadı değiştirme davalarında, talebi destekleyen bir olgunun özel bir evraka bağlı olması durumunda, ilgili evrak delil olarak Mahkemeye sunulmalıdır. Zira aksi halde mahkeme davayı usulden reddetmese de esastan reddebilecektir.

Örneğin, değiştirilmesi istenen ad veya soyadının kullanılması nedeniyle sosyal hayatta bir sıkıntı veya karmaşa yaşanmışsa veya resmi işlemlerde bazı sorunlar çıkmışsa, bu hususları destekleyen belgeler delil olarak dosyaya sunulmalıdır.

İlgili Yazımız :   Aldatma Sebebiyle Boşanma Davası

Bunun yanında aslında isim değiştirme davalarında en önemli ve uygulanabilir delil, tanık beyanlarıdır. İsim değiştirme davaları adın gülünç olması veya bilinen kötü bir anlamı olması gibi genel sebeplerle açılırsa tabi ki davanın kabulüne karar verilmesi için tanık deliline ihtiyaç duyulmayabilir. Fakat, bu tarz genel sebeplerle değilde, özel sebeplerle açılan davalarda, sübjektif sebeplerin ispatı için tanık beyanları bazen tek delil olarak dahi yeterli olabilmektedir.

Fakat şu da unutulmamalıdır;

Tanık deliline dayanıldı ve tanıklar dinletildi diye davanın kesinlikle kabul edileceği sanılmamalıdır. Mahkeme, tanık beyanlarının yanı sıra, adın çağrıştırdığı biçimsel özellikleri de değerlendirerek karar verecektir.

Yazımızı beğendiniz mi?

Puan vermek için yıldızı tıklayın

Ortalama puan 4.8 / 5. Oy sayısı: 5

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Call Now Button Bizi Arayın