Karaman, Yılmar Plaza, Söğüt Sk. No:170 Kat. 4 Daire. 33, 16130 Nilüfer/Bursa

Pts - Cts 09:30 - 20:00

2023 Yılında Yapay Zeka Robotuna En Çok Sorulan Sorular Ve Cevapları

Karım/ Kocam Bana Boşanma Davası Açtı. Ne Yapmalıyım?

Eşinizin size karşı boşanma davası açması durumunda, aşağıdaki adımları düşünerek hareket edebilirsiniz. Ancak, hukuki süreçler karmaşık olduğundan, bir bursa en iyi boşanma avukatından profesyonel danışmanlık almanız önemlidir.

Boşanma Avukatı Bulun:
Boşanma davaları genellikle karmaşık hukuki süreçleri içerir. Bu nedenle, bir Bursa Boşanma avukatı bulmak sizin için önemli olabilir. Avukatınız, hukuki haklarınızı korumanıza, davanın gelişimini takip etmenize ve size rehberlik etmenize yardımcı olacaktır.

Dokümanları İnceleyin:
Eşinizin açtığı boşanma davasına ilişkin belgeleri ve talepleri inceleyin. Belgeler size henüz ulaşmadıysa Vatandaş UYAP portalından ilgili belgelere ulaşabilirsiniz. Bu belgelerde özellikle eşinizin iddialarını ve taleplerini görebilrsiniz.

Yasal Haklarınızı Anlayın:
Avukatınızın rehberliğiyle, size ait yasal hakları ve sorumlulukları anlamaya çalışın. Mal paylaşımı, nafaka, maddi tazminat, manevi tazminat, ziynet eşyaları, çocukların velayeti, çocuklar için verilecek olan nafakalar gibi konularda yasal haklarınızı bilmek önemlidir. Zira boşanma davalarında genellikle taleple bağlılık ilkesi geçerlidir. Mahkemeye lgili talebinizi sunmazsanız mahkeme size kendiliğinde bir hak veya alacak kazandırmayacaktır.

2023 Yılında Yapay Zeka Robotuna En Çok Sorulan Sorular Ve Cevapları

Duygusal Destek Alın:
Boşanma süreci duygusal olarak zorlayıcı olabilir. Aile ve arkadaşlarınızdan duygusal destek almak önemlidir. Ayrıca, bir danışman veya psikologdan destek almak da yardımcı olabilir. Bu konuda çok yapılan hata, tarafın ihtiyacı olan duygsal desteği boşanma avukatından almaya çalışmasıdır. Maalesef ki boşanma avukatınız duygusal konular hakkında tecrübeli olsa da profesyonel olmayayabilir. Bu sebeple ihtiyacınız olan duygusal desteği size sağlayamayacaktır.

Anlaşmalı Boşanma Yolunu Düşünün:
Eğer mümkünse, eşinizle anlaşmalı bir boşanma süreci düşünülebilir. Anlaşmalı boşanma, tarafların uzlaşmaya vararak mahkeme sürecini daha hızlı ve düşük maliyetle sonlandırmasını sağlar. Diğer yazılarımızda da aktardığımız üzere, eğer ki ihtimal varsa anlaşarak boşanma gerek sizin, gerek eşinizin gerekse de müşterek çocuklar için en zararsız yol olacaktır.

Mahkemeye Cevap Verin:
Eşinizin açtığı davaya süresi içinde cevap vermeniz gerekebilir. Bu süreye dikkat edin ve avukatınızın yönlendirmelerine uygun şekilde hareket edin. Boşanma davalarında süresinden sonra sunduğunuz cevap dilekçesinin mahkeme tarafından dikkate alınması karşı tarafın muvafakatine bağlıdır. Zaten davalık olduğunuz eşinizin bu muhtemelen bu muvafakati vermeyeceğini unutmayın.

Boşanma davasını nerede açabilirim?

Boşanma davasını açacak olan taraf, Türk Medeni Kanunu’na göre seçimlik hakka sahiptir ve yetkili mahkemeyi belirleme hakkına sahiptir. Boşanma davalarında yetkili mahkeme genellikle davacının, davalının ikamet ettiği veya son altı aydır eşi ile birlikte oturduğu yerdeki Aile Mahkemesidir.

Ancak, boşanmak isteyen eş, eşiyle birlikte yaşadığı yerden ayrıldıktan ve ikametgahını değiştirdikten sonra, boşanma davasını yeni ikametgahının bulunduğu yerde de açabilir. Bu durumda, yeni ikametgahın bulunduğu yerdeki Aile Mahkemesi de yetkili mahkeme olacaktır.

Bu esaslar, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiş olup, boşanma davalarının yetkili mahkemelerini belirlemede kullanılmaktadır. Ancak, her durum farklı olabilir ve danışanların durumlarına özgü detaylar da dikkate alınmalıdır. Bu nedenle, boşanma davası açmayı düşünen kişilerin bir avukattan profesyonel hukuki danışmanlık alması önemlidir.

Mal Paylaşım Davasını Da Boşanma Davası ile Birlikte Açabilir Miyim?

Türk Medeni Kanunu’na göre, boşanma davası ile mal paylaşım davası ayrı ayrı süreçlerdir. Yani boşanma davasının içinde, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bir talep sunulursa, bu talep mahkemece reddedilecektir. Mal paylaşımının yapılmasına ilişkin olan talepler ancak mahkemeye ayrı bir dava açılarak sunulabilir.

Boşanma davası açıldığında, mal paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşanıyorsa, taraflar mal paylaşım davası da da hemen açabilirler. Kimi durumda ise mal paylaşımı davasının boşanma davası ile birlikte açılması neredeyse zorunluluk gibi olmaktadır. Zira davalı eş mal kaçırmaktadır.

Ayrıca, boşanmanın kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içinde mal paylaşım davası da açılabilir. Bu süre içinde taraflar, mal paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşadıklarında mahkemeye başvurabilirler. Fakat uygulamada mal paylaşımı davasının boşanma davasının kesinleşmesinin ardından açıldığına nadiren rastlanmaktadır.

Bu süre zarfında mal paylaşım davası açılmazsa veya anlaşma sağlanmazsa, bu durumda, tarafların mülkiyet hakları üzerindeki talepleri zaman aşımına uğrayabilir. Bu nedenle, mal paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşanması durumunda, zamanında hukuki adımlar atmak önemlidir.

Anlaşmalı boşanma davası kesin kazanılır mı? Kaybedilme ihtimali var mı?

Türk Medeni Kanunu’na göre, anlaşmalı boşanma sürecinde bazı belirli koşullar bulunmaktadır. Bu koşullardan biri, evlilik birliğinin en az bir yıl sürmüş olmasıdır. Eğer evlilik birliği bir yıldan kısa bir sürede sona ermişse, mahkeme hâkim, açılan anlaşmalı boşanma davasını diğer şartları incelemeye gerek görmeden reddedebilir.

Anlaşmalı boşanma davasında, tarafların mahkeme huzurunda iradelerini beyan etmeleri gerekmektedir. Bu beyan, tarafların boşanma kararı almak istediklerini ve anlaştıklarını mahkeme huzurunda ifade etmelerini içerir.

Ayrıca, her iki tarafın da dava gününde mahkemeye gelmesi önemlidir. Eğer taraflardan biri mahkemeye gelmezse, anlaşmalı boşanma süreci çekişmeli boşanmaya dönebilir. Mahkeme, tarafların beyanlarına dayanarak anlaşmalı boşanmanın gerçekleşip gerçekleşmediğini değerlendirir. Eğer taraflar arasında anlaşma sağlanmamışsa veya bir tarafın iradesi değişmişse, mahkeme çekişmeli bir boşanma davasına dönüşebilir.

Bu nedenle, anlaşmalı boşanma sürecinde tarafların her iki tarafın da katılımını sağlamaları ve mahkeme sürecine uygun bir şekilde devam etmeleri önemlidir. Tarafların bu süreçte bir avukattan profesyonel danışmanlık alması da önerilir. Bu konuda daha önceki anlaşmalı boşanma ile ilgili yazılarımızı okumanızda fayda vardır.

Çekişmeli boşanma davaları çok uzun sürer mi?

Çekişmeli boşanma davalarının süresi, bir dizi faktöre bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bu faktörler arasında davanın açıldığı yer mahkemesinin yoğunluğu, tanıkların sayısı, delillerin incelenmesi gibi durumlar önemli rol oynar. Taraflar arasındaki anlaşmazlıkların çözülmesi ve dava sürecinin tamamlanması zaman alabilir.

Çekişmeli boşanma davalarında dava sürecini uzatan faktörler şunlar olabilir:

Tanık ve Delil İncelemesi: Tarafların öne sürdüğü iddiaların doğruluğunu değerlendirmek adına tanıkların dinlenmesi ve delillerin incelenmesi gerekmektedir. Fakat özellikle boşanma davalarına tanıkların sayısının çok olması, her celse genel olarak 2 ila 4 tanık dinlenebilmesi, bazen tanıkların süresinde duruşmaya katılmamaları, mahkemece istenilen belgelerin, ilgili kurumlarca süresi içinde mahkemeye sunulmaması gibi durumlar sebebiyle davalar uzayabilmektedir.

Bilirkişi Raporları: Mahkeme, uzman bilirkişilerin raporlarını inceleyerek davanın nedenlerini ve durumunu anlamaya çalışabilir. Bu raporların hazırlanması ve incelenmesi zaman alabilir. Uygulamada sık sık bilirkişilerin raporlarını çok geç hazırladıkları görülmektedir. Kaldı ki söz konusu raporların kesin raporlar olmaması, tarafların itirazları sonrasında yeni raporların da hazırlanacağı da göz önünde tutulmalıdır.

İstinaf Süreci: Verilen kararın hukuka ve usule aykırı olduğunu iddia eden taraf, mahkeme kararına karşı istinaf yoluyla başvuruda bulunabilir. Bu süreç de davanın toplam süresini etkiler. Kimi zaman istinaf süresi yerel mahkeme süresini dahi geçmektedir. Kaldı ki boşanma davalarında istinaf sürecinden sonra Yargıtay süreci de yaşanabilmektedir. Özetle itiraz süreleri davanın uzamasına sebebiyet vermektedir.

Bu nedenlerle, çekişmeli boşanma davalarının süresi kesin olarak belirlenemez. Ancak, belirttiğiniz gibi ortalama olarak bir buçuk, iki yıl gibi bir sürede sonuçlanabilir, ancak belirli koşullar altında bu süre 4 yıla kadar uzayabilir. Tarafların bu süreçte bir avukattan hukuki danışmanlık alması, davanın etkin ve adil bir şekilde yürütülmesine yardımcı olabilir.

Tazminatı Sadece Kadın mı alabilir? Erkek tazminat alabilir mi?

Türk Medeni Kanunu’na göre, boşanma davasında kusurun tespiti önemli bir faktördür ve bu durum, tarafların boşanma sebeplerini ve ileri sürdükleri delilleri mahkeme tarafından değerlendirilerek belirlenir. Ancak, cinsiyet temelinde kusur tespiti yapılmaz. Yani, kadın veya erkek olmanın kusurun tespiti üzerinde doğrudan bir etkisi yoktur.

Boşanma davasında taraflardan birinin ağır kusurlu olduğu hallerde, diğer taraf maddi ve manevi tazminat talep edebilir. Ağır kusur, evlilik birliğini sürdürmeyi imkansız kılan veya dayanılmaz hale getiren ciddi bir ihlali ifade eder. Ancak, bu kusurun tespiti somut olayların değerlendirilmesi ile belirlenir.

Bu kapsamda, her iki tarafın ileri sürdüğü iddialar ve sunulan deliller mahkeme tarafından dikkate alınarak kusur tespiti yapılır. Kusur tespiti, mahkeme kararının önemli bir parçasını oluşturur ve tarafların taleplerine, çocukların velayeti gibi konularda etki edebilir.

Unutulmamalıdır ki, boşanma davaları karmaşık hukuki süreçlerdir ve tarafların bu süreçte bir avukattan yardım alması önerilir. Avukatlar, tarafların haklarını korumalarına, delillerini etkili bir şekilde sunmalarına ve yasal süreç boyunca rehberlik etmelerine yardımcı olabilirler.

Mahkeme Çocuğumun Velayetini Kime Verir?

Türk Medeni Kanunu’na göre, evlilik birliğinin sona ermesi durumunda çocuğun velayeti mahkeme tarafından belirlenir. Mahkeme, velayeti çocuğun çıkarlarını gözeterek, bedensel, zihinsel, duygusal ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde sağlayabilecek olan ebeveynine verir.

Mahkeme, velayeti kimin alacağına karar verirken çeşitli faktörleri değerlendirir. Bu faktörler arasında ebeveynlerin sağlık durumu, çocuğun yaşına uygun eğitim ve bakımını sağlama yetenekleri, ev içi şartlar, ebeveynler arasındaki iletişim, çocuğun diğer aile üyeleri ile olan ilişkileri gibi unsurlar bulunabilir. Mahkeme, resen veya tarafların talepleri üzerine, çocuğun çıkarlarına en uygun olan velayet düzenlemesine karar verir.

Velayet, çocuğun bakımı, gözetimi, korunması, temsili ve eğitimi ile ilgili kararları alma hakkını içerir. Mahkeme, çocuğun çocukluk dönemi sona erene kadar velayet hakkının kullanımını düzenler. Ayrıca, çocuğun yüksek yararı her zaman öncelikli olarak değerlendirilir ve velayetin kötüye kullanılması durumunda mahkeme müdahale edebilir.

Bu nedenle, çocuğun çıkarlarını en iyi şekilde korumak için velayet düzenlemeleri hukuki bir süreçte titizlikle değerlendirilir ve mahkeme, çocuğun güvenliği, sağlığı ve gelişimi açısından en uygun olan kararı vermeye çalışır.

Velayet Verilirken Çocuğa Sorulur Mu?

Evet, çocuğun velayet konusundaki görüşü, özellikle idrak yaşına ulaştığında mahkeme kararlarında önemli bir faktör haline gelir. Ancak, çocuğun görüşü tek başına yeterli değildir ve mahkeme çocuğun üstün yararını gözetmekle yükümlüdür.

Çocuklar 8 yaş ve üzerinde ise, mahkeme çocuğun görüşünü almalıdır. Ancak, çocuğun görüşü sadece bir etken olarak değerlendirilir ve çocuğun tek taraflı isteği mahkeme tarafından mutlak surette kabul edilmez. Çünkü çocuklar, yaşları gereği olayları tam olarak anlamayabilir veya bir ebeveynin etkisi altında kalabilirler.

Bu nedenle, çocuğun velayet konusundaki görüşü, mahkemece, durumun özel koşulları gözetilerek ve çocuğun üstün yararı gözetilerek değerlendirilir. Mahkeme, çocuğun psikososyal durumunu ve ihtiyaçlarını anlamak için bir uzman pedagog tarafından düzenlenen sosyal inceleme raporunu da dikkate alabilir.

Sosyal inceleme raporu, çocuğun aile ortamı, eğitim durumu, ilişkileri ve genel yaşam koşulları gibi bir dizi faktörü değerlendirir. Bu rapor, mahkemeye, çocuğun velayetinin kimde olması durumunda en iyi şekilde korunacağına dair önemli bilgiler sağlar.

Sonuç olarak, çocuğun velayet konusundaki görüşü önemlidir ancak mahkeme, çocuğun üstün yararını koruma sorumluluğu altında, tüm önemli faktörleri değerlendirerek bir karar verir.

Kadın her zaman nafaka alır mı? Kadının Nafaka Almadığı bir Durum Var Mı?

Türk Medeni Kanunu’na göre boşandıktan sonra maddi sıkıntı yaşayan taraf, kadın veya erkek olsun, yoksulluk nafakası talep edebilir. Ancak, bu talep için belirli koşulların sağlanması gerekmektedir. Bu Koşullar şu şekildedir;

Ağır Kusur Durumu Olmaması:
Yoksulluk nafakası talebinde bulunan tarafın boşanmada ağır kusurlu olmaması gerekmektedir. Ağır kusur durumunda nafaka talebi reddedilebilir.

Ekonomik Durumun Zorluğu:
Yoksulluk nafakası talep eden tarafın ekonomik durumunun zorlu olması gerekmektedir. Bu durum, kişinin kendi imkanlarıyla geçinme güçlüğü çektiğini göstermelidir.

Diğer Koşulların Uygunluğu:
Yoksulluk nafakası talebinin mahkeme tarafından kabul edilebilmesi için diğer koşulların da uygun olması gerekir. Bu koşullar, talep eden tarafın çalışıp çalışmadığı, kendi isteğiyle işten ayrılıp ayrılmadığı, geçimini sağlayacak yan gelirlerinin olup olmadığı gibi durumları içerir.

Yoksulluk nafakası, mahkeme tarafından durumun bütün detayları göz önüne alınarak karar verilen bir konudur. Her durum farklıdır ve mahkeme, tarafların özel koşullarını dikkate alarak adil bir karar vermeye çalışır. Bu nedenle, yoksulluk nafakası talebinde bulunmak isteyen kişilerin bir avukattan hukuki danışmanlık alması önerilir.

Boşanma Davasında Avukat Tutmak Zorunlu Mu?

Türk hukuk sistemine göre, boşanma davası da dahil olmak üzere bir davayı takip etmek için avukat tutma zorunluluğu bulunmamaktadır. Her birey, kendi davasını bizzat açabilir ve takip edebilir.

Ancak, boşanma davaları genellikle karmaşık hukuki süreçleri içerir ve tarafların hakları, yükümlülükleri, mal paylaşımı, nafaka ve çocuklarla ilgili konularda uzmanlık gerektirir. Bu nedenle, boşanma davasını avukat ile takip etmek, tarafların menfaatine olabilir.

Avukatın davayı takip etmesi şu avantajları sağlayabilir:

Hukuki Bilgi ve Deneyim:
Avukatlar, hukuki süreçleri ve yasal düzenlemeleri bilirler. Bu deneyim, davaların etkin bir şekilde yönetilmesine yardımcı olabilir.

Haklarınızın Savunulması:
Avukatlar, müvekkillerinin haklarını koruma konusunda uzmanlaşmışlardır. Taraflar, hukuki haklarını daha etkili bir şekilde savunabilir.

Belgelerin Düzenlenmesi ve Sunulması:
Boşanma davaları genellikle belge yoğunluğuna sahiptir. Avukatlar, gerekli belgeleri düzenlemekte ve mahkemeye sunmada yardımcı olabilir.

Uzmanlık Alanlarına Göre Destek:
Boşanma davalarında çocuklar, mal paylaşımı, nafaka gibi konular söz konusu olduğunda uzmanlık gereklidir. Avukatlar, bu konularda uzmanlık sağlayabilir.

Bu nedenle, boşanma davalarını avukat ile takip etmek, tarafların hukuki haklarını en iyi şekilde korumalarına yardımcı olabilir. Ancak, her durum farklıdır ve tarafların tercihlerine, mali durumlarına ve davanın karmaşıklığına bağlı olarak değişebilir.

Boşanma Davasını Eşimin Açması Benim İçin Daha Avantajlı Olur Mu?

Türk Medeni Kanunu’na göre, boşanma davasında davanın açılma sırası, davacının veya davalının maddi ve manevi tazminat taleplerinde avantaj sağlamaz. Önemli olan, evlilik birliğini temelden sarsan olaylardan kimin daha kusurlu olduğudur.

Boşanma davasında kusur, evlilik birliğini temelden sarsan olaylardan biri veya her iki tarafın davranışlarına dayanarak belirlenir. Kusur, bir tarafın sadakatsizlik, şiddet, suç işleme, kötü muamele gibi davranışlarına veya evlilik birliğine saygısızlık içeren başka bir duruma dayanabilir.

Mahkeme, kusuru belirlemede tarafların beyanlarını, tanıkların ifadelerini ve varsa delilleri dikkate alır. Kusurun tespiti, maddi ve manevi tazminat talepleri üzerinde etkili olabilir. Örneğin, daha kusurlu olan taraf, maddi ve manevi tazminat ödemekle yükümlü olabilir.

Bu nedenle, boşanma davasında kusurun tespiti, mahkemenin dikkatle değerlendirdiği bir faktördür. Dava sürecinde tarafların, avukatları aracılığıyla mahkemeye sundukları deliller ve savunmalar, kusurun belirlenmesinde önemli bir rol oynar.

Eşim Benden Habersiz Evi Terk Etti Boşanma Davası Açabilir Miyim?

Evet, bahsettiğiniz durumlar Türk Medeni Kanunu’na göre boşanma sebeplerinden biri olan “terk” nedenini oluşturabilir. Terk, bir eşin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve diğer eşe karşı sorumluluklarını ihmal etmesi durumudur.

Terk durumunda, terk edilen eş, terk eden eşe ihtar göndererek belirli bir süre içinde ortak konuta dönmesini isteyebilir. Ancak, bu süre boyunca terk eden eş dönmezse, terk edilen eş boşanma davası açma hakkına sahip olabilir.

Öte yandan, terk eden eşin kusurlu sayılmaması için haklı bir nedeni olması gerekir. Haklı bir neden, şiddet, psikolojik baskı veya aile konutunda yaşamasını engelleyecek bir durum olabilir. Bu durumda, terk eden eşin bu nedeni mahkemeye kanıtlaması önemlidir.

Dolayısıyla, terk durumuyla ilgili olarak hem terk edilen eşin ihtarın yanı sıra haklı bir nedeni göstermesi, hem de terk eden eşin kusurunun belirlenmesi için mahkemede delil sunması gerekmektedir. Mahkeme, tarafların beyanlarını, tanıkları ve diğer delilleri değerlendirerek kusur durumunu belirler.

Eşim Bana Hakaret Ediyor Video Çeksem Suçlu Olur Muyum?

Boşanma davalarında hakaret gibi iddiaların ispatı önemli bir konudur. Hakaretin ispatı için tanık ifadeleri bir yöntem olabilir, ancak tanıkların bulunmaması veya yeterli olmaması durumunda başka delillere başvurulması gerekebilir.

İspat için kullanılabilecek başka delil türleri şunlar olabilir:

Yazılı Deliller: Hakaret içeren yazılı belgeler, mesajlar, e-postalar veya mektuplar gibi yazılı deliller, mahkemeye sunularak ispat için kullanılabilir.

Görsel Deliller: Hakaret içeren fotoğraflar, videolar veya diğer görsel materyaller, mahkemede ispat için kullanılabilir. Bu kısımda şuna dikkat edilmelidir. Kişi söz konusu videoyu, sadece ilgili hakaret eylemini kanıtlamak için çekmeli, sistematik bir kayıt alma durumu olmamalıdır. Bunun dışında kişi söz konusu hakaret eylemini başkaca bir delil ile kanıtlamasının mümkünolmadığını da kanıtlamalıdır. Bu halde video kaydı alan kişinin suçlu olmayacağını belirten yargıtay kararları mevcuttur.

Ses Kayıtları: Hakaret içeren ses kayıtları, telefon görüşmeleri veya diğer kayıtlar, ispat için kullanılabilir. Kişinin bu halde suçlu sayılmaması için gerekli olan şartlar yukarı kısımda belirtilmiştir.

Suç Duyurusu: Hakaret nedeniyle suç duyurusunda bulunulmuşsa, bu durum da mahkemede ispat için kullanılabilir. Fakat söz konusu suç duyurusu sonrasında KYOK kararı verilmiş veyahut yapılan yargılama sonrasında kişi beraat etmişse, bu halde sadece suç duyurusu davalı eşin size karşı hakaret ettiğini kanıtlamaya yeterli bir delil değildir.

Hakaret davasında delillerin toplanması ve sunulması, davanın seyrini önemli ölçüde etkileyebilir. Hakaret iddiasının mahkemede kabul edilebilmesi için, delillerin yasal prosedürlere uygun bir şekilde toplanması ve mahkemeye sunulması önemlidir.

Kocam Boşanma Davası Olursa Kirayı Ödemek Zorunda Mı?

Mahkeme tarafından konut, söz konusu konuta daha fazla ihtiyaç duyan eşe tahsis edilebilir. Uygulamada bu eş genellikle kadın tarafı olmaktadır. Kira ise boşanma davasının tarafı olmayan kiralayan kişiye ödenmektedir. Bu kişinin hakkı boşanma davası sebebiyle ortadan kalkmaz. Kira sözleşmesine taraf olan eş, bu kişiye kirasını ödemesi gerekir. Aksi halde kiralayan kişi, sözleşmeye taraf olan eşe karşı icra takibi başlatabilir.

Ancak, her boşanma davası benzersizdir ve mahkeme kararları duruma göre değişebilir. Mahkeme, tarafların durumunu değerlendirirken adil ve makul bir karar vermeye çalışır. Konutun tahsis edilmesi ve kira bedelinin kim tarafından ödeneceği konusunda alınan karar, mahkemenin olayın özel koşullarına göre verdiği bir hükümdür.

Yazımızı beğendiniz mi?

Puan vermek için yıldızı tıklayın

Ortalama puan 5 / 5. Oy sayısı: 5

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Call Now Button Bizi Arayın