Avukatlık Hizmetleri
İçindekiler
İddet süresi kısaca, boşanmış bir kadının, boşanmaya ilişkin Mahkeme kararının kesinleşmesinden itibaren, ne kadar süre sonra evlenebileceğini belirleyen süredir.
Türk Medeni Kanunu 132. maddesi, boşanmış kadınların evlenme sürelerini yani iddet bir diğer anlatımla bekleme sürelerini belirler. Maddenin 1. fıkrasına göre, boşanma davası sonunda kadın, üç yüz gün beklemeden evlenemez.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi, bu süre, iddet müddeti olarak adlandırılır ve boşanmış kadının daha erken evlenebilmesi için iddet müddetinin kaldırılması davası açması gerekir. Bu davaya halk arasında, bekleme süresinin kaldırılması davası da denir.
Bahsedilen bu süre şartı yalnızca kadın için aranır, boşanan bir erkeğin, tekrar evlenebilmesi için, bu süreyi beklemesine gerek yoktur.
İddet müddeti uygulamasının asıl amacı, soybağının doğru kurulmasıdır. Soybağının doğru kurulması taraflar için çok önemli olabileceği gibi, doğacak çocuk açısından da bu bağ oldukça kritiktir. Zira doğacak çocuğun örneğin mirasçılık hakkı soybağına göre belirlenecektir.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, boşanma sonrasında doğan çocuğun babalığını belirlemek için 285. Maddesini düzenlemiştir. Madde metni;
“Boşanmadan 300 gün içerisinde doğan çocuğun babası eski kocadır” şeklindedir.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu
Bu hüküm, boşanma sonrasında iddet davası açmayan bir kadının üç yüz gün içerisinde doğum yapması durumunda eski kocanın çocuğun babası olarak sayılmasını öngörür.
İddet müddetinin kaldırılması davasının açılması ve ardından kadının başka biri evlenip bu 300 gün içinde doğum yapması halinde, doğacak olan çocuğun soymağı bu yeni eş ile kurulur.
İşte iddet müddeti, boşanmış kadının olası gebelik durumunda doğacak çocuğun soybağının belirlenebilmesini sağlamaktır. Bu düzenleme ile yaşanabilecek karmaşık durumların önüne geçmek amaçlanmıştır.
Bu sayede çocuğun geçmişindeki ve gelecekteki haklarının güvenli bir şekilde belirlenmesini amaçlar.
Yukarıda da belirttiğimiz üzere boşanma davası sona erdikten sonra, boşanan kadının evlenmek için beklemesi gereken 300 günlük bir süre vardır. Bu süre beklenmesi halinde 300 gün sonra kendiliğinden kalkacaktır. Bu halde ayrı bir dava açılmasına gerek yoktur.
Fakat eğer ki boşanan kadın, tekrar evlenmek için bu süreyi beklemek istemez ise, iddet müddetinin kaldırılması talepli bu davayı açması gerekmektedir. Zira bu süre yalnızca Mahkeme kararı ile kaldırılabilir.
Bu davadan olumlu bir sonuç alınabilmesi için kadının davanın açılmasının ardınan yapılan kontrolde hamile olmadığının tespit edilmesi gerekmektedir.
İddet Müddeti yalnızca Mahkeme kararıyla Kaldırılabilir. Hamile olmadığınızın tespiti tek başına yeterli değildir. Özetle hamile olmadığınızı gösterir rapor, tek başına iddet müddetinin kaldırılması için yeterli olmayacaktır.
İddet Müddeti yalnızca Mahkeme kararıyla kaldırılabilir. İddet müddetinin kaldırılması için eski eşin onayı aranmaz. Bu onay verilse de bu onay açılan davada bir anlam ifade etmez.
Söz konusu bu davalar çekişmesiz yargı işleridir. Yani söz konusu davalar hasımsız olarak açılır.
Dava süresinin ne kadar süreceği, davanın yürütülme şekline ve uygulanması gereken hukuki prosedürlere bağlıdır. Hukuki gerekliliklerin ve prosedürlerin zamanında ve doğru bir şekilde uygulanması, davanın hızlı bir şekilde sonuçlanmasını sağlar.
Bu nedenle, uzman bir avukatın desteği, dava sahibinin açtığı davanın daha etkili ve hızlı sonuçlanmasına yardımcı olabilir.
Bu hususlar dikkate alındığında, iddet müddetinin kaldırılması davasının bir hafta ile bir ay arasında sonuçlanması mümkündür. Ancak, bir avukatın hukuki yardımı alınmadan açılan davaların altı ay kadar sürebilmesi de mümkündür. Hatta ki dosyadaki eksiklik sebebiyle red kararı alınabilmesi bile mümkündür.
İddet müddetinin kaldırılması davası, boşandıktan sonra tekrar evlenmek isteyen kadının yerleşim yerindeki Aile Mahkemesinde açılmalıdır. Söz konusu yerleşim yerinde aile mahkemesi yok ise bu halde dava, Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmalıdır. Yetki ve görev konusunda hata yapılır ise davanın usulden kaybedilmesi konusu söz konusu olacaktır.
Eski eşle tekrar evlenilmesi halinde iddet müddetinin kaldırılması davasının açılmasına gerek yoktur. Kadın süre şartı aranmaksızın eski eşiyle tekrar evlenebilir. Zira bu halde korunan hukuki bir yarar yoktur. Kadın bu 300 günlük süre içinde doğum yaparsa, eski eşiyle tekrar evlense de evlenmese de, doğacak çocuğun soybağı, eski eşi ile kurulur.
Burada şu kısma dikkat edilmesi lazım, boşanan kadın, birden fazla boşanma gerçekleştirmişse, boşanmış olduğu son eşiyle evlenmesi halinde bu davanın açılmış olma şartı aranmaz.
Örneğin 2 boşanma gerçekleştirmiş bir kadının, ilk boşandığı kişi ile evlenmek istemesi halinde yine bu davayı açma zorunluluğu vardır.
İddet müddetinin kaldırılması davalarının görülebilmesi için avukat ile çalışma zorunluluğu yoktur. Kişi kendi başvurusunu yaparak bu davayı yürütebilir. Uygulamada bu davanın kişinin kendisi tarafından açıldığında, olumlu sonuç aldığı örnekler de, olumsuz sonuç aldığı örnekler de mevcuttur. Fakat unutulmamalıdır ki, bir kişi, eğer ki iddet müddetinin kaldırılması davasını açmayı düşünüyorsa, gayet tabiki o kişinin zaman ile ilgili bir sorunu mevcuttur. Bursa boşanma avukatı ile birlikte açılmayan veya en azından hukuki destek alınmadan açılan davaların reddedilme veya davanın çok uzun sürmesi gibi durumların yaşandığı örnekler olmaktadır.
Bu davayı açmayı düşünen kişi, kendi durumunu ciddiye almalı, hali hazırda kazanabilecek olduğu davasını riske atmamalı, davasını açarken muhakkak bir avukat ile birlikte çalışmalı, bunu gücü yetmiyor ise davasını açmadan önce muhakkak bir avukat ile ücretli danışmanlık görüşmesi yapmalıdır.
Yazımızı beğendiniz mi?
Puan vermek için yıldızı tıklayın
Ortalama puan 4.8 / 5. Oy sayısı: 5