Avukatlık Hizmetleri
Kedi ve köpek gibi evcil hayvan bakan birçok kişi onları evin bir ferdi gibi görüyor, hatta çoğu zaman onlara çocuk, oğlum veya kızım gibi hitaplarla sesleniyor ve onlarla duygusal bir ilişki kuruyor. Boşanmada evcil hayvanın kimde kalacağı konusu ise evcil hayvan sahibi eşler arasında büyük bir sorun olabiliyor. Boşanmada çocukların velayeti konusunda Türk Medeni Kanunu’nda birçok madde bulunsa da, maalesef evcil hayvanların durumuyla ilgili yeterli düzenleme bulunmamaktadır.
Kanunda evcil hayvanlar bir eşya niteliğinde değerlendirilmektedir. Bu sebeple hayvan hakları yeterince korunamamakta ve boşanmada evcil hayvanın kimde kalacağına karar verilirken çeşitli yöntemlere başvurmayı gerektirmektedir. Boşanmada evcil hayvanın kimde kalacağıyla ilgili açık bir düzenleme bulunmasa da hayvanlarla ilgili kanunlardan faydalanılarak eşler sahip oldukları hayvanların kendisinde kalmasını sağlayabilmektedir.
Siz de evcil hayvanına sahip çıkmak ve ondan ayrılmak istemiyorsanız sizin için uygun olabilecek yöntemleri bu yazımızda derledik. Yine de tavsiyemiz, bu konuda uzman bir avukattan yardım almanız ve dava sürecinde oluşabilecek sorunlardan kaçınmanızdır.
İçindekiler
İlk olarak başvurmanız gereken yöntem eşinizle anlaşarak hayvanın sahipliğinin sizde kalmasını sağlamaktır. Kedi veya köpeğinizin sizde kalması için başvurabileceğiniz en kolay ve net sonucu olan yöntem budur. Bunun için anlaşmalı boşanma davası açmanız ve anlaşmalı boşanma protokolünde evcil hayvanın sizde kalması için bir madde eklemeniz gerekmektedir. Böylece anlaşmalı olarak boşandığınız takdirde evcil hayvanınız sizinle kalacaktır.
Biliyoruz ki bazı eşler birlikte kedi veya köpek alıyor ve onu aynı ölçüde sahiplenmiş olabiliyor. Bu durumda iki taraf da evcil hayvanla bir duygusal bağ kurup boşanma sonrasında da onu görmek istiyor. Bu konuda 2018 yılında verilmiş çok güzel bir karar yeni davalar için örnek teşkil ediyor. Bu davada eşler birbirinden anlaşmalı olarak boşandı. İlginç olansa anlaşmalı boşanma protokolünde bakımını birlikte üstlendikleri ve duygusal yakınlık kurdukları “Papyon” isimli köpeğin annede kalmasını ve babanın da ayda 2 haftasonunu Papyon’la geçirmesi konusunda anlaştılar. Hakim de anlaşmalı boşanma protokolünde geçen bu maddenin uygulanmasının kanunen sakıncası olmaması ve iki tarafın da köpekle duygusal bağ kurması sebebiyle bu kararı onayladı ve ilk kez bir evcil hayvan, eşya olarak değil bir can olarak değerlendirildi.
Yine de uyarmalıyız ki her davada farklı durumlar bulunmaktadır. Yani, başka bir boşanma davasında hakimin aynı kararı vermesi garanti değildir ve her davaya özel olarak yaklaşılmalıdır. Bu konuda uzman bir avukatın davadaki rolü azımsanamayacak kadar çoktur ve bir uzmandan yardım almanız işinizi şansa bırakmamanız için önemlidir.
Eğer eşinizle bu konuda anlaşma sağlayamıyorsanız ve çekişmeli boşanma davası yolunu izlemeyi düşünüyorsanız, deneyebileceğiniz başka yöntemler de mevcut.
Eşya hukukuna göre hayvanlar taşınabilir eşya olarak kabul görmekte ve bu noktada canlı veya cansız ayrımına tutulmamaktadır. Sokakta veya doğada kendi başına gezen başıboş bir hayvan da sahipsiz mal olarak değerlendirilmektedir. Böylece bu hayvanı ilk ele geçiren kişi onun sahipliğini de alır. Buna hukukta “zilyetlik” denir. “Zilyetlik” spor müsabakalarında bir oyuncunun topa sahip olmasına benzetilebilir. Örneğin bir basketbol oyuncusu topu elinde tutuyorsa topun zilyetliğinin kendisinde olduğunu düşünebiliriz.
Yani, evcil hayvanınızın sizde kalması için zilyetliğini ilk sizin ele geçirdiğinizi ispatlamalısınız. Sokakta bulduğunuz bir köpeği evinize almış olabilirsiniz, aynı şekilde barınakta gördüğünüz bir hayvanı sahiplenmiş de olabilirsiniz. Hayvanı sokaktan alanın siz olduğunuza dair tanıklar veya kanıtlarınız olması durumunda hayvanın size ait olduğunu ispatlayabilirsiniz. Aynı şekilde barınaktan bir hayvan alırken doldurduğunuz evrakları veya barınakta bulunan kayıtları da kanıt olarak sunabilirsiniz.
Eğer hayvanın zilyetliğini ilk ele geçiren kişi olduğunuzu kanıtlayamıyorsanız da hayvanın mama masraflarını karşıladığınızı, veterinere götürüp gerekli ilgiyi gösterdiğinizi ve benzer şekillerde hayvanın bakımını üstlenen kişi olduğunuzu kanıtlayarak da hayvanın size ait olduğunu kanıtlayabilirsiniz.
Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi‘nde, ev hayvanı sahiplerinin sorumlulukları ve onların yaşamının iyi bir şekilde geçmesine yönelik düzenlemeler bulunmaktadır. Türkiye’de bu sözleşmeye 2003 yılında ortak olmuştur. Bu da demek oluyor ki, bu sözleşmedeki maddeler kanun niteliğindedir ve mahkemeler bu kanunlara uymak zorundadır.
Bu sözleşme ev hayvanlarının;
ve bunların uygun olarak yerine getirilmesi için gerekli düzenlemeleri içerir.
Bu sözleşmede bulunan maddeler uyarınca evcil hayvanın kötü muamele görmemesi, gerekli bakımlarının yapılması gerekmektedir. Sözleşmede ev hayvanlarının refahı ve sağlığı için birçok madde bulunmakta, onların acı ve ıstırap çekmelerinin önüne geçmeyi amaçlamaktadır.
Bu sözleşme uyarınca evcil hayvanın sizde kalmaması durumunda eşinizin ona gerekli refahı sağlayamayacağını, bakımlarını yerine getiremeyeceğini kanıtlamanız evcil hayvanın sizde kalmasını sağlayacaktır.
Evcil hayvanın alıştığı ortamdan alınması veya kendi sahibi olarak gördüğü kişiden uzaklaşmasının ona ıstırap vereceği de bilinen bir gerçektir. Yine bu sözleşmeye dayanarak evcil hayvanın sizde kalmaması durumunda hayvanın acı ve ıstırap çekeceğini kanıtlamanız da evcil hayvanın sizde kalmasını sağlayacaktır.
Eğer eşinizin evcil hayvanınıza kötü davranacağını, hayvana acı ve ıstırap çektirecek yöntemlerle eğiteceğini veya bir veterinerin uygulanmasını uygun görmediği cerrahi operasyonlar yaptıracağını düşünüyorsanız bunlar da evcil hayvanın sizde kalması için hakimin görüşünü etkileyebilecek faktörlerdir.
Yazımız boyunca evcil hayvanınızın sizde kalmasını sağlayabilecek yöntemlerden ve bunlara yönelik kanunlardan, örnek kararlardan bahsetmişsek de, hukuki konularla ilgili bir gerçek vardır ki, asla kesin konuşmamak gerekir. Her davada farklı unsurlar bulunmakta, farklı hakimler huzurunda karara bağlanmakta ve davalar farklı zamanlarda görülmektedir. Bugün Yargıtay tarafından geçerli olan bir uygulama, yine bir Yargıtay kararı tarafından değişebilir veya konuyla ilgili yeni kanunlar çıkabilmektedir.
Bütün bunlar olmasa ve bütün şartlar lehinize olsa dahi boşanma davasında uygulayacağınız yollarda bir yanlışlık yapmanız durumunda her şey tersine dönebilir. Bu yüzden hukuki konularda çok hassas davranmanız ve mümkün olduğu kadar uzman görüşünden faydalanmanız gerekmektedir. Eğer konuyla ilgili sorularınız varsa bize ulaşabilir veya yazımıza yorum yazabilirsiniz.
Yazımızı beğendiniz mi?
Puan vermek için yıldızı tıklayın
Ortalama puan 5 / 5. Oy sayısı: 3
Gerçekten bu konuda bilgi bulmak çok zordu. Sayenizde içim biraz daha rahatladı, bir yandan boşanma bir yandan kedimin bende kalmaması ihtimalini düşünmek zordu. Zaten hayatta bırakmazdım da kanunen de bende kalması gerektiğini öğrenmek çok rahatlattı. Teşekkürler!