Avukatlık Hizmetleri
Daha önceki yazılarımızda da bahsettiğimiz üzere, boşanma sebepleri ikiye ayrılmaktadır. Bunlar; genel boşanma sebepleri ve özel boşanma sebepleridir. Aldatma/zina ise özel bir boşanma sebebidir. Bilindiği üzere özel boşanma sebeplerinin varlığı halinde diğer eşin kusur durumuna bakılmaksızın boşanmaya karar verilir. İşte bu sebeple Aldatma sebebiyle açılan boşanma davalarında da, davacının aldatma olgusunu ispatlaması halinde mahkeme tarafların diğer kusur durumlarına bakmaksızın boşanma kararı verir.
Aldatma sebebiyle açılan boşanma davaları, Medeni Kanun’ un161. Maddesine dayanılarak aile mahkemelerinde açılan ve özel yargılama usullerine tabi olan bir dava türüdür.
Bu sebeple açılan davaların kabulü için, evli bir kişinin eşi dışında bir kimseyle cinsel ilişkiye girmiş olması ve bu durumun diğer eş tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Yani cinsel ilişki dışında kalan, eşlerin başkasıyla öpüşmesi, sarılması veya dokunması gibi haller zina olarak kabul edilmemektedir. Medeni Kanun’a göre, bu eylemler zina değildir. Bu durum tartışmaya açık bir konu değildir.
Bilindiği üzere, zina-aldatma eylemi, mahiyeti gereğince gizli gerçekleşen bir eylemdir. Bu sebeple bu olayın kanıtlanması da oldukça zordur. Bir kişinin kapalı kapılar ardında başka biriyle ilişkiye girdiğini tahmin etmenin ötesinde kanıtlamak neredeyse imkansızdır. Bu zorluk hatta ki imkansızlık sebebiyle, uygulamada davalılar tarafından “Tamam beraberdik ama ilişkiye girmedik, çay içiyorduk, iş tartışıyorduk, sohbet ediyorduk” gibi bir çok bahanelerin öne sürüldüğü bilinmektedir.
Bu sebeple uygulamda, eşin başka bir kişiyle cinsel ilişkiye girip girmediği karinelerden yararlanılarak kanıtlanmaktadır. Örneğin, aynı otel odasında konaklama veya ortak konutta karşı cinsle gecelemek zinanın varlığına karine teşkil eder. Bu durumların gerçekleşmesi durumunda, ispat yükü zina eylemini gerçekleştirmediğini iddia eden eşe geçer. Bu eş iddiasını kanıtlayamazsa, zina eylemini gerçekleştirdiği var sayılır.
Mahkeme tarafından zinanın varlığını gösteren olgular tespit edildiği takdirde, zina özel boşanma sebebine dayalı olarak boşanma kararı verilir.
Aldatma Sebebiyle Açılan Boşanma Davalarında yapılan hatalar genel olarak süre ve deliller kısmında yapılmaktadır. Şöyle ki;
Eşlerden biri, diğeri tarafından aldatılması durumunda, aldatılan eş, Aldatma Sebebiyle Boşanma Davasını, bu durumu öğrenmesinden itibaren 6 ay içinde açmalıdır.
Eğer ki dava açacak olan eş bu durumu daha geç öğrendiyse, öğrenmesinden itibaren 6 ay süre içinde bu davayı açma hakkı vardır.
Fakat her ne olursa olsun, bu dava aldatma eyleminden itibaren olacak şekilde en fazla 5 sene içinde açılabilir. Yani dava açacak olan eş aldatma eylemini daha da geç öğrenmiş olsa bile, 5 sene geçmişse, bu davasını açamayacak açmış olsa bile davası kabul edilmeyecektir.
Bunun yanında, aldatma eyleminin üstünden 6 ay geçmiş ise, dava açacak olan eş hem zina eylemini hem de bu aldatma eylemini olay gerçekleştikten sonra öğrendiğini kanıtlaması gerecektir. Aksi halde Mahkemece eşinin bu eylemini affetmiş sayılacak ve davanın reddine karar verilecektir.
ukarıda da bahsetttiğimiz üzere, Aldatma Sebebiyle Açılacak olan boşanma davalarında en sık yapılan hatalar genel olarak süre ve deliller kısmında yapılmaktadır. Süre konusunda yapılan hatalar ve dikkat edilmesi gereken hususlara yukarı kısımda yer vermiş bulunmaktayız. Bu kasımda da deliller kısmında yapılan hatalara ve dikkat edilmesi gereken hususlara yer vereceğiz.
Dava açacak olan eş, diğer eşin gerekleştirmiş olduğu aldatma eylemini ispatlamak için bir çok delil aracından yararlanabilir.
Bu delil araçları arasında tanık beyanları, telefon görüşme kayıtları veya içerikleri, mesajlar, sosyal medya içerikleri, uçak veya otel kayıtları, güvenlik kamerası görüntüleri, fotoğraflar, video kayıtları, başkaca soruşturma, kovuşturma veya hukuk mahkemesi dosyaları, banka kayıtları, kredi kartı ekstresleri ve bunun gibi her türlü delil kullanılabilir. Ayrıca, aldatma olgusunu ispatlamak amacıyla yapılan ses kayıtları veya bir kereye mahsus yapılmış görüntü kayıtları da kullanılabilir.
Uygulamada ise en sık yapılan hata özel hayatın gizliliği temel ilkesi sebebiyle bazı delillerin mahkemeye sunulmamasıdır. Tabi ki hukuka aykırı olarak elde edilmiş bazı deliller konu aldatma da olsa mahkemeye sunulamayacaktır. Fakat Aldatma Sebebiyle açılan boşanma davalarında diğer taleplerle açılan davalarında delil olarak sunulamayacak örneğin ses kayıtları, mahkemeye delil olarak sunulabilecektir. Yine aynı şekilde diğer talepler ile açılan davalarda bazı video ve fotoğraflar delil olarak kullanılamayacakken, aldatma sebebiyle açılan boşanma davalarında bu deliller, davanın ispatı açısından kullanılabilirler.
Bu kısımda önemle belirtmemiz gereken başka bir husus da şudur;
Sırf aldatma sebebiyle açılan boşanma davamız var diye, bu durumu kötü niyetli olarak kullanarak, diğer eşin hayatını komple kayıt altına alamayız. Diğer davalarda kullanılamayacak olan bazı deliller aldatma sebebiyle açılan boşanma davalarında kullanılabilir, bu doğrudur. Fakat bu istisna kötü niyetli olarak suistimal edilir ise, bu halde ilgili bu istisnayı kötü niyetli olarak kullanan eşin başı ceza yargılaması ile derde girecektir.
Uygulamada en sık düşülen tereddüt, hangi hallerin kötü niyet kapsamında kalacağıdır. Bu ihtimallerin tek tek belirlenmesi ve bu ihtimallere, bu yazımızda tek tek cevap verilmesi maalesef ki mümkün değildir. Bu sebeple aldatma sebebiyle açılacak olan boşanma davalarının muhakkak uzman bir bursa boşanma avukatı ile birlikte açılması ve değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bilindiği üzere ülkemizde boşanmaya sebebiyet veren eylemlerin başında aldatma eylemi yer almaktadır. Aldatma eylemini ve bu sebebe dayanılarak açılan zina davasını daha önceki yazılarımızda kapsamlı olarak incelemiş bulunmaktayız. Aldatma eylemi sebebiyle açılan zina davasının hangi hallerde kaybedileceğini açıklayacağız.
Söz konusu maddeleri şu şekilde sıralayabiliriz;
Gerek aldatma sebebiyle olan boşanma davalarında gerekse de diğer boşanma davalarında ( avukat tutma ), avukata ile birlikte çalışma zorunluluğu bulunmamaktadır.Fakat her türlü boşanma davasında olduğu gibi aldatma sebebiyle açılacak olan boşanma davalarında da, halk deyimiyle avukat tutmanız, yani davanızın avukat ile birlikte yürütülmesi yararınıza olacaktır.
Zira, bu davalarda aldatılan eş, boşanma neticesinde hak kaybına uğramamak istemekte, incinen şahsiyetini ve toplumdaki itibarının onarılması için, mahkeme kararı beklemektedir. Bu sebeple, manevi açıdan Mahkemenin vereceği karar davayı açan eş açısından kritik önem taşımaktadır. Aynı zamanda, aldatmanın maddi sonuçlar açısından da ciddi sonuçları vardır. Mahkeme aldatılan eşe kayda değer bir tazminat ödemesine karar verebilecektir. Yani maddi açıdan da Mahkemenin vereceği karar davayı açan eş açısından kritik önem taşımaktadır.
Diğer yandan, boşanma davasının kısa sürede sonuçlanması, boşanmadan kaynaklanacak tazminat, velayet, nafaka ve mal paylaşımı gibi konularda herhangi bir hak kaybı yaşanmaması da davacı eş açısından çok önemlidir.
En küçük hatada dahi uğranılabilecek olan hak kayıpları düşünüldüğünde, aldatılan eşin, aldatma sebebiyle açacağı boşanma davasını, avukatsız olarak açmasının ciddi bir hata olacağını düşünmekteyiz.
Bu sebeple, boşanma davalarında, özellikle de aldatma nedeniyle açılanlarda, işinde uzman bir avukat desteğini almak ciddi manada önemlidir.
Yazımızı beğendiniz mi?
Puan vermek için yıldızı tıklayın
Ortalama puan 4.9 / 5. Oy sayısı: 10