Avukatlık Hizmetleri
İçindekiler
Türk Medeni Kanununun 185. Maddesine göre eşler evlilik birliğinin mutluluğunu elbirliği ile sağlamak ile yükümlüdürler. Birlikte yaşamak, birbirlerine sadık kalmak zorundadırlar. Bu kapsamda eşlerin birbiri ile cinsel birliktelik kurma borcu olduğu gibi birbirine sadık kalmak yükümlülüğü de bulunmaktadır. Yani kişi evlenmekle eşi ile cinsel birliktelik kurmak şeklinde pozitif bir yükümlülük içerisine girerken eşine sadık kalmak ve zina etmemek şeklinde negatif bir yükümlülük içerisine de girmektedir.
Eşlerin birbiri ile cinsel birliktelik kurmak yükümlülüğü bulunmakta olup, bu yükümlülüğüne aykırı davranmak bir boşanma sebebi sayılmaktadır. Eşlerden birisi bu yükümlülüğüne riayet etmiyorsa ve evlilik birliği de temelinden sarsılmış ise diğer tarafın boşanma davası açma hakkı bulunmaktadır.
Diğer yandan cinsel birliktelik kurmaktan kaçınan eş kusurlu da sayılacağından bu durum bir boşanma sebebi olmasının yanı sıra aynı zamanda tazminat sebebidir. Boşanma sebebi ile kusursuz veya daha az kusurlu olan eş diğer eşten mevcut ve beklenen menfaatlerinin ihlal edildiğinden bahisle maddi tazminat ve cinsel olarak reddedildiği için onurunun kırıldığını, kişilik haklarının zedelendiğini belirterek manevi tazminat talep etme hakkı olacaktır.
Vajinusmus; kadının özellikle cinsel birliktelik sırasında vajina kaslarını yönetememesi sebebi ile cinsel birlikteliğin kurulamamasına sebebiyet veren bir rahatsızlık olarak tanımlanabilir. Boşanma davalarının sebebi olarak kimi zaman bu hastalık karşımıza çıkabilmektedir. Vajinusmus başlı başına boşanma sebebi olmamakta olup, kadının; bu hastalığın tedavisinden kaçınması ve tedavi olmayı reddetmesi boşanma sebebi olarak kabul edilmektedir. Gerçekten de vajinusmusun tedavisi mümkün olup, eşler tedavi sonrası cinsel birliktelik kurabilmekte veya çocuk sahibi olabilmektedirler.
Ancak yukarıda da izah ettiğimiz üzere; kadının tedaviden kaçınması sebebi ile cinsel birliktelik kurulamıyorsa ve bu durum evlilik birliğini temelinden sarstı ise erkeğin boşanma davası açmakta hukuki yararı olacaktır. Yine kadının tedaviden kusurlu olarak kaçınması durumunda erkeğin somut olayın şartlarına göre maddi ve manevi tazminat talep etmesi mümkündür.
Eşlerin cinsel birliktelik kurma yükümlülüğü bulunmakla birlikte bu yükümlülük eşlerin birbirini cinsel birlikteliğe zorlaması hakkı vermemektedir. Haklı bir sebep yokken cinsel birliktelikten kaçınan eş evlilik birliği içerisinde kusurlu olduğu gibi eşini cinsel birlikteliğe zorlayan veya rızasına aykırı olarak cinsel birliktelik kuran eş de kusurludur. Zorla cinsel birliktelik kuran eş bakımından ayrıca Türk Ceza Kanununda düzenlenen başta cinsel saldırı suçu olmak üzere eziyet gibi, kasten yaralama gibi suç tipleri de gündeme gelecektir.
Erkeğin; kadını istemediği halde cinsel birlikteliğe zorlaması halinde kadının kusurlu eşinden boşanma hakkı olduğu gibi bu kusurlu eylemlerden dolayı maddi ve manevi tazminat talep etme hakkı bulunmaktadır. Bunun yanı sıra erkeğin eylemi aynı zamanda suç teşkil ettiğinden kadının erkeğe karşı suç duyurusunda da bulunabilecektir.
Eşlerden birisinin yatakları ayırması, eşinden ayrı yatması cinsel şiddet eylemlerinden birisidir. Cinsel şiddet eylemleri sadece doğal olmayan yöntemlerle cinsel birliktelik kurmak veya zorla cinsel birliktelik kurmak değil aynı zamanda cinsel birliktelik kurmaktan kaçınmaktır.
Eşlerden birisinin yatağını ayırması da cinsel birliktelik kurmaktan çekinmek şeklinde yorumlanmakta olup, yatağını ayıran eşin bu davranışında kusurlu olduğu kabul edilmektedir. Diğer eşin bu durum içerisinde evlilik birliğini devam ettirmesi kendisinden beklenemeyecek ise ve evlilik birliği temelinden sarsılmış ise diğer eşin boşanma davası açma hakkı ve bunun yanı sıra maddi ve manevi tazminat talep etmek hakkının var olduğu kabul edilir.
Eşlerin birbirine karşı cinsel birliktelik kurmak yükümlülüğü olmakla birlikte bu cinsel birlikteliğin doğal olmayan şekilde yapılması gibi bir yükümlülükleri bulunmamaktadır. Her bir evlilik ve her bir dava bakımından konunun ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmekle birlikte Yargıtay kararları incelendiğinde özellikle sadist – mazoşist cinsel taleplerde bulunan, eşini ters ilişkiye zorlayan eşin kusurlu olduğu kabul edilmektedir.
Somut olayın şartlarına göre ayrı ayrı değerlendirme yapmak gerekmekle birlikte genel olarak; doğal olmayan ve özellikle maddi – manevi zarar veren cinsel birliktelik taleplerine diğer eşin katlanmak yükümlüğünün bulunmadığı ve bu konuda zorlayıcı davranan eşin kusurlu olduğu, diğer eşinde bu durumda evlilik birliğinin kendisi için çekilmez hale geldiği ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığından bahisle boşanma hakkının olduğunu ifade edebiliriz.
Yazımızı beğendiniz mi?
Puan vermek için yıldızı tıklayın
Ortalama puan 4.1 / 5. Oy sayısı: 10